5 Aralık 2008 Cuma

Nereden nereye, oradan buradan şuraya...

Bekliyorum bekliyorum...Dün akşamüstü saat 17.00'dan beri hep aynı web sayfası önümde açık ve ben her saniye F5 tuşuna basıyorum ama sayfa değişmiyor. Sanki ha bugün öğrenmişim ha yarın ne farkedecek. Merak işte...Geldi mi gitmiyor. Evet yine baktım, yine değişiklik yok. Bugün geçmez, anladım. Zaman geçsin diye haber sitelerine bakıyordum ki Yaşar Kemal'in Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü alırken yaptığı konuşmayı okudum ve gözlerim doldu. Böyle insanların daha çok olduğunu umuyorum ve de saflıkla inanıyorum sanırım. Bugünün sözü-bunu da şu an uydurdum, bazı günlerin sözü olmalı ama değil mi?- gelsin o zaman Yaşar Kemal'den: "Tek dile kalmış dünya hapı yutmuştur". Pek güzel demiş kalplerimizi fethetmiş.

Yanda görünen fotoğraf da her günümün fotoğrafı. Şu dünyada tanışmayı istediğim tek kadındır kendisi, ama o başlı başına bir yazı konusudur. Verdiği mesajı analım ve kendisini geçelim şimdilik. Ben de kendime bu t-shirtün aynısından yaptırmalıyım mutlaka, hem renkleri de güzel:)


Bir de buradan zenci kurabiyelere sahip sevgili arkadaşıma seslenmek istiyorum. Seni sevmeyi bırakmadım ben. Hem biliyorsun ki arkadaşlardan ne ayrılınabiliyor ne de ara verilebiliyor. Çok koymuş bu lafın ki gece rüyamda beni çok sinirlendirecek bir şey yapıyordun. Sabah bile o sinirle kalkmışım yataktan, gerçi ben hep sinirle kalkarım ya olsun bunun sebebi sensin işte! Gece de kapının üst kısmında yer alan kiliti kapatmışım farkında değilim. Uyurken birden bir telefon sesiyle uyandım. Aşağıdan da babamın sesi geliyor, ben sanıyorum ki o saatte telefonun çalmasına sinirlenmiş, "Evet baba haklısın" diyorum koşuştururken. Meğer o duyduğum kapının sesiymiş, babam kapıda kalmış ve ben babamın telefona sinirlendiğini sanıyorken o bana bağırmaktaymış. Bu ara herkes bana ya rüyada ya da ben rüyayla gerçek arasındayken hep sinirleniyor ya hadi hayırlısı!




Hiç yorum yok: