4 Aralık 2008 Perşembe

"La donna e mobile "

Dün akşam kuzenimin de rol aldığı Puccini'nin "Manon Lescaut" operasına gittik ailece. Ben ne zaman operaya gitsem yolda aklımda bu başlıkta yazdığım arya olur,işte opera kültürüm de bundan ibaret:)) Zaten kuzen sağolsun bütün aile daha çok opera izliyoruz son 3 senedir. Aslında ben her seferinde pek nazlanarak gidiyorum ama genelde çok memnun bir şekilde ayrılıyorum. Bir tek IV. Murat'da çok sıkılmıştım. Dediğim gibi derin bir opera bilgim ve birikimim yok, ama IV. Murat'ı oynayan solist dışındakiler bence pek başarılı değildi. Sanki böyle okul piyesi havası vardı. Ama diyorum ya ben sıradan bir izleyiciyim, halktan biri, eleştirilerim de bu şekilde oluyor bilmediğim konularla ilgili.

Her neyse, gelelim Manon Lescaut 'a; ben baş roldeki solistleri gerçekten çok beğendim. Çok başarılıydılar. Gitmeden önce yorumları okumuştum internetten; prömiyerde rol alan kadın solisti pek beğenmemişler, isim vermedikleri için aynı solist mi bilmiyorum. Tabi ki kuzenimi de çok başarılı buluyorum onu söylemeye gerek yok, alkışlar değerini veriyordu zaten:) Bu alkışlar arasında halalarımın kuzenimin ismini söyleyerek "bravo" demesi de var tabi. Pek övünürler bizle. Gerçi bazen biz rahatsız oluruz etraftakilere bizi anlatmalarından ama olsun:)) Manon Lesacut çok hüzünlü bir operaydı konu itibariyle ama sanırım ben hüznün o kadar içine giremedim, belki de çok gergin bir günümde olduğumdan kendimi veremedim bilmiyorum. Bir de biz biraz geç kaldık ama binadan içeri girdiğimizde daha başlamamıştı opera. Buna rağmen kapıdaki kadın görevli bizi acayip azarladı, ama görseniz sanki çocuk azarlıyor, gözlerinden öfke akıyordu resmen. Tamam, geç kalınması doğru bir şey değil, ama oyun başlamışsa zaten almazsın içeri bağırmaya ne gerek var anlamadım, kaldı ki bizim girmemizden tam 7 dakika sonra başladı. Zaten gerginim bir de kadın geldi üstüne , izlemeye güzel bir başlangıç yapmış oldum böylece. Her neyse yine de güzel bir geceydi. Başka hiçbir şey güzel olmasa da o koltuğa oturunca gerçek müziği dinlemek keyifli oluyor bence. Bu arada ilk defa çevirileri okuyarak izledim bir operayı. Genelde gözlüğümü unuturum ve hiç okuyamam çevirileri, bir de konu hakkında hiçbir bilgim yoksa fazla bir şey anlamam. O yüzden daha önceki izlediklerime göre.daha çok sevmiş olabilirim bu operayı. İzlerken birçok düşünce geçti aklımdan. Zaten ben hep bir şeyler izlerken, dinlerken başka şeyler düşünürüm, bu sıkılmamdan kaynaklanmaz, yani öyle hayallere dalmam. Sadece birkaç şeyi aynı anda düşünürüm hep. Mesela dün gece opera binasını inceledim bir yandan. Gerçekten çok güzel ama bizim opera sahnemiz neden bu kadar küçük? Bir başkente yakışmıyor bence. Yeni bir sahneye ihtiyaç var kesinlikle; çok daha görkemli, çok daha büyük bir sahneye. Operaya ve baleye ilgi sanıldığından daha fazla aslında ülkemizde, mesela benim hiçbir zaman 2-3 gün öncesinden bilet bulma şansım olmadı.

Operayla hiç tanışmamış olanlara ise bir önerim olabilir belki buradan. Operayı tanıtmaya ve sevdirmeye yönelik "Öylesine bir dinleti"adlı yapıtı mutlaka görmelisiniz. Aralık ayında sergilenecek mi bilmiyorum. Ama bu sene olmazsa seneye mutlaka bir daha sahneye konulacaktır. Bu yapıt müzikli bir oyun olarak nitelendirilmekte, içinde değişik operalardan aryalar yer almakta. Gerçekten çok keyifli, binadan herkes yüzünde bir gülümsemeyle ayrılıyordu . Ayrıca sahneye konulduğu yeri yani operet sahnesini de ben çok seviyorum. Neyse lafı uzatmayayım, gidin, görün, eminim seveceksiniz.

Hiç yorum yok: