19 Ocak 2009 Pazartesi

Güvercin

Nasıl olur da bir insan hiç tanımadığı masum birinin ölümünden hatta öldürülmesinden "zevk" alabilir? İnsan diyebilir miyiz ona? Ve ben üzülmekten, kızmaktan başka birşey neden yapamıyorum? Sürekli hayata, kendime karşı sorularım var işte böyle..Sorgulamayı bırakabilir miyim bir gün bilmiyorum...Bırakmak da istemiyorum sanırım...

Ne kadar üzücü bir gün olsa da bugün güzel şeylerin de varlığını anımsadığım anlar oldu. Çok yakınımdan çok güzel bir e-mail aldım. O yazmamış ama duygularını bu kadar güzel dile getiremezdi başka hiçbir yazı. "30'undan sonra yapamadığın tek şey: Dostluk" yazının başlığı. Belki size de gelmiştir okumuşsunuzdur. Ne zamandır dostluk, sevgi, aşk üstüne yazılmış klişe forward maillere benzemeyen bir yazı okumamıştım. Belki de klişedir yine de ama bana öyle gelmemiştir. Gerçekten hayatta kendimi şanslı hissettiğim konulardan birisidir dostlarım, arkadaş çevrem. Yanlarında hala lisedeymişim gibi hissedebildiğim için, kendimi hiç saklamadan gösterebildiğim için, onlarla beraber istediğim kadar saçmalayabildiğim için, hayatım onlarla daha anlamlı olduğu için, zor anları atlatabilmenin tek yolunun onlar olduğunu bildiğim için onları çok seviyorum! Daha bir sürü neden sayabilirim tabi ki.. İpek Ongun tadında bir yazı oldu bu ama ben sanırım birini sevdiğimi çok utanarak ne diyeceğimi bilemeyerek söyleyebiliyorum, hatta yazabiliyorum sadece:) Hatta lise yıllarından beri sakladığım kolimde duran, birbirimize sürekli hastalıklı bir şekilde bunu ifade ettiğimiz mektuplar da bunun en güzel göstergesidir:) Seviyorum sizi, iyi ki varsınız!

1 yorum:

caloroso dedi ki...

sende iyiki varsın...
o notlardan bende de var...
iyiki de var...