5 Şubat 2009 Perşembe

Hominide gırtlak!

    Dün gece rüyamda bloga yazı yazıyordum. "Benim bir zamanlar bir blogum vardı" diye başlıyordu cümle. Demek o kadar üzülmüşüm yazamıyorum diye de rüyalarıma girmiş. Hani kendime karşı bir sorumluluğum gibi sanki buraya yazı yazmak. Ama ne yapayım dedim ya hayat çok hızlı gidiyor ben yetişemiyorum diye. Ne yaptım ben iki haftadır diye soruyorum kendime. Cevap geliyor şu şekilde:
    • Koşturdum durdum.
    • Kafamda binbir düşünce, düşündüm durdum.
    • Birsürü iş hallettim.
    • Gezdim tozdum.
    • Yedim, izledim.
    • Evimde kalamadım pek, evimi özledim.
    • Bugün Akman'da tek başıma sosisli sandviç yiyip limonata içerken ne kadar mutlu olduğumu düşündüm.
    • Abuk sabuk testler yaptım. Hangi şehirmişim onu öğrendim. İstanbul 'muşum ben. Oysa ki ben İstanbul'dan korkarım, heycanlandırır beni. Ama çok severim, hayran bıraktırır kendine. Çok da nefret ederim bazen, yorar beni. Çok yakınımda aslında ama çok uzak gelir bana. Kendim hakkında da böyle hissediyorum belki de. Ya da başkalarında aynı hisleri uyandırır mıyım acaba? Merak ettim.
    • Sinirlendim.
    • Utanma hastalığım tuttu yine TV izlerken.
    • Mutluluktan, duygu yoğunluğundan gözlerim doldu (en yakınlarımdan biri daha nişanlandı).
    • Telefonuma çok güzel şarkılar yükledim. Artık "o" arayınca "you are just too good to be true" diyor Frank Sinatra. O da diyor mu bilmem:) Bir de sabahları "mecburen" le uyanıyorum. "Oh sesleri OF olunca" derkenMFÖ, OF la beraber benim sesim giriyor devreye:)
    • Çok özlediğim çok sevdiğim iki kişiyi gördüm, dünyalar benim oldu.
    • Dünyanın en minicik, en tatlı bebeğini gördüm.
    • Odamı topladım sonunda! Ruhum rahatladı gerçekten!
    • Dansettim, göbek attım, ankara havası oynadım, tango yaptığımı hayal ettim:)
    • Çok güzel yemekler yedim, yanında rakı içtim muhabbetiyle beraber.
    • Saçımı kestirdim, ilk defa ortadan ayırdım, değişik bir fön çektirdim ve de çok beğendim.
    • Rüyamda sayısal loto oynadığımı görüp, gerçekte de oynamam gerektiğine karar verip, hayatımda 2. defa sayısal loto oynadım. Şans topu da olabilir adı, ne olduğunu hatırlamıyorum. Hatta utanıp parasını bile veremedim:)
    Ve bu yazıyı yazarken tam 4 kere telefonum,1 kere de kapı çaldı. Hevesim de kursağımda kaldı!

    Hiç yorum yok: